Yalnız..için...

İlla yalnız mı olmak gerekir
yalnızları anlamak için,

Yalnızlık kötümüdür ki
kalabalığı sevmeyen için,

Kalan mı yoksa bekleyen mi
 Daha yalnızdır giden için...

Heyecan...

    Kimseye çaktırmasam da ... :) hani reklamda diyorlarya bilmem ne bilmem ne de bilmem ne..paha biçilemez diye,benimde içinden bağırmak gelmiyo değil hani,hayallerimi gerçekleştirmenin mutluluğu paha biçilemez!!!..diye.
    Kaldı son 4 günüm.Ananem geldi,teyzemler geldi...Beni uğurlamaya...
    Otogarda baya ağlaşacağımız kesin!!!
    Ananemin paha biçilemez desteğini de es geçmeyeceğim!! :D Teşekkürler anane.Saygılar.
    Ve annem babam...Her ne kadar benim kadar mutlu olsalar da,benden ayrı kalacakları için hissettikleri hüznü görmemek mümkün değil...
    Heyecan dorukta !!! İspanyadan da yazılarıma devam etmek isterim.Edemezsem de ..Türkiye'ye dönünce görüşmek üzere... :)
   

Pencere

     Hava yine aydınlanıyor ve ben yine penceremdeyim.Sessizliği dinliyorum.Karşı çatıdaki kuşun kanat sesini bile, duyabiliyorum.Sabahın hafif soğuk ve ürpertici rüzgarını yüzümde hissediyorum.İçime çekiyorum yüzüme çarpan rüzgarı....O boş yollarda ,sabahın erken saatinde tek tük de olsa gelen araba sesleri kulağımı tırmalasa da ,gözlerindeki uykuyu görüyor...seslerini umursamıyorum.
   
    Yine bu saatte penceremdeyim!!!

    Gecenin en zifiri karanlığı,güneş doğmadan önceki anmış.Zifiri karanlıktan aydınlığa,bir tek o an kavuşuluyormuş.Yine bu saatte penceremdeyim ve ...güneşin içime doğmasının ,siyahtan beyaza dönüşümün , hazzını yaşıyorum.Nasıl bir duyguymuş ki o ..yine hissediyorum...

    Ve hâlâ ...çok  merak ediyorum....Ben saat kaçtayım...?

 

Makyaj

    Unutmayalım...her ne kadar ben yapmayı pek sevmesemde..daha da doğrusu beceremesemde ...makyaj da bir sanattır... :)

                                

Tek Sevdam..Ülkem

 
      Şimdiden inanılmaz bir moral bozukluğu içindeyim...Hiç bu kadar ayrı kalmadım ülkemden..insanlarımdan..onun hüznü var yüreğimde...
      Ülkemi çok özleyeceğim..Ülkeme iyi bakın...Tek sevdam dediğim,aşkım dediğim ülkemi sizlere emanet ediyorum..
      Kırmayın onu...incitmeyin onu..ona iyi bakın...ona yeni doğmuş bir bebeğin uyurken haline bakarmış gibi, onu seyredermiş gibi seyredin ülkemi , öyle bakın...yeni doğmuş bir bebeğe nasıl sarılır iseniz ülkeme öyle sarılın...ağlatmayın onu..incitmeyin onu...kırmayın onu...üzmeyin onu...
     Geldiğimde...mutlu bir Türkiye istiyorum sizden...gülen bir Türkiye istiyorum...Sizleri Allah'ıma, Rabbim'e , Yüce Yaratan'a ...ülkemi de sizlere emanet ediyorum.
    Ülkem size emanetimdir.Ona gözünüz gibi bakın.Onu kırmayın...

Bozuk Para

   
   İster tesadüf deyin ister şans deyin...
     6 yıldır cüzdanımda 2 euro ile dolaşıyorum,hiç çıkarmadım cüzdanımdan,hep benimleydi,kaç kere bakkala çakkala 1 lira diye verdiğimi hatırlamıyorum bile...istar manyak deyin ister şaşkın deyin...
     Yıllar önce kazandığım bir sınav sonrası irlandaya ücretsiz gitmiştim..ordan dönüşte kalan paramdan sadece 2 euro ' u tl ye çevirmemiştim...Çok da iyi hatırlıyorum.Birdaha yurtdışına çıkarsam orda harcarım bunu demiştim bide!!
    O paranın bana uğur getirdiğine inanmıştım hep...biraz geç olsada getirdi yine uğurunu...10 gün kaldı İspanya'ya gitmeme..Orda harcayacağım ben onu !!!


      Hayatın insana neler getireceği hiç bilinmiyor.Azıcık düşünüce de aslında herşeyin birbiri ile bağlantılı olduğu  da hemencik anlaşılıveriyor.Tatlı tesadüfler bunlar..insana ne zaman el sallayacağı bilinmiyor.

                                                             Bekle beni İspanya!!Fatoş geliyorrrr !!!   :)

                             İspanyadan döndüğümde bir 2 euro daha olacak cüzdanımda... :)

Firuze

    Firuze olmak vardı şimdi.Geçmişteki herşeyi unutsam,yudum yudum içsem herşeyi.Acaba baharda yeşiller rengimi kıskanır mı benimde?Benim rengim ne ki.Olsa olsa siyahtır.Siyah güçlüdür.Ne renk karıştırırsan karıştır yine siyahtır.O yüzden siyaha ne matem ne keder demem ben.İçine hangi renklerin karıştığını bilemezsin ki.Siyah gizemlidir o zaman..büyülüdür.Kapkaranlık bir ormanda her yerin simsiyah olmasının sebebi  ,ağaçların yeşilidir.Kavuşursun renge,yaprak dökümünde.Ondandır ki en sevdiğim mevsim sonbahardır.
     Firuze gibi karşıtlıklarla dolu olmak mı daha iyiydi..Hem duru bir su ,bazen volkan ,bazen deli bir rüzgar gibi mi olmak en güzeli.Kendi rüzgarınla ateşini körüklemek,yine kendi gözyaşınla o ateşi söndürmekmi                  
           
                      Acelen ne firuze...herşeyin bir bedeli olduğunu hemen hatırlatman mı gerekirdi.....

                                                                                                Firuze 

Tall Painting

   
      Holton Rower adında bir kişi boyaları dökerek bir sanat oluşturmuş.Sanatın ismi 'tall painting' , türkçe adıyla 'dökme sanatı'.İşin tek sırrı ise,dökeceğiniz boyaların kıvamını koyu hazırlamak.Çalışmalarında guaj boya kullanmış fakat ben akrilik boyanın da aynı etkiyi yaratacağına inanıyorum.Hem akrilik boya çabuk kuruyan bir boya böylelikle hemen kuruyan çalışmalar zarar da görmemiş olur.
     
          Çektiği videoyu izlediğimde bütün tüğlerim diken diken oldu resmen.Benim gibi boya manyağı bir insanın böyle videolar izlemesi çok tehlikeli.Mest oldum arkadaş!!O boya sanki içime akıyor gibi.Bu başlığa iki üç kelime anlamlı şeyler yazayım dedim,olmadı.O kadar mest oldum ki kelime bulamıyorum yazacak.Muhteşem,harika,dehşet,vahşet!!!! Hem bu kadar basit hem bu kadar mükemmel bir sanat hemde inanılmaz bir görsellik!!!Sevgili Bay Rower 'ı can-ı gönülden kutluyorum.Büyüksün!!! :)

                             sizde yapabilirsiniz !!  :)

Kukla

      Bazen biz de kuklalar gibi değil miyiz? Gitmek isteriz,ayaklarımız gitmez.Dokunmak isteriz,ellerimiz kıpırdamaz.Gözlerimiz görür, kalbimiz görmez.Kalbimiz sever, beynimiz sevmez...Sıkar ipler elimizi, kolumuzu , bazen de ruhumuzu...
     İpe asılı kalmak mı öldürür bizi,yoksa iplerimizi koparmak mı? Hangisi gerçek kurtuluştur...?

''Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
 Kuklacı felek usta,kuklalar da biz
 Oyuna çıkıyoruz birer,ikişer;
 Bitti mi oyun,sandıktayız hepimiz''
                                           Ömer HAYYAM



      Tamam , hepimiz biliriz kukla nedir diye fakat adettendir bir tanım yapmak lazım.Kukla; iple,ele geçirilerek,mekanik bir aracıyla yada elektronik olarak yönlendirilebilen,dışarıdan kontrol edilebilen oyuncaklara denir.Bizim en iyi bildiğimiz karagözle hacivat da kukla kapsamına girmektedir.Benim gördüğüm ve okuduğuma göre ülkemizde pek kukla sanatçısı yok,hatta kuklalar genelde süs niyetine kullanılmakta!!
      Kukla yapmak çok kolay görünse de aslında çok emek isteyen bir uğraş.Kukla yapmak bir kenara, kukla sanatçısı olmak başlı başına bir uğraş.Gerçek bir kukla sanatçısı kuklasını da kendi yapar,senaryosunu da yazar,sahneyi de tasarlar,oyunu da yönetir,kuklayı da oynatır.
      Kukla deyince akla bir çok kukla geliyor.Elbette bunlarında çeşitleri var.En basitleri el kuklası.Çorap kuklalar bunların en basit örneğidir.Kol kuklalarında ise kuklanın kollarını  oynatmak için bir kişiye daha ihtiyaç duyuluyor.Parmak kuklaları,adı üstünde zaten parmağa geçirilen minicik minicik kuklalardır.Çubuklu kuklada ise kuklanın ayakları da oynamaktadır.İpli kuklalar ise kuklanın oynar kısımlarından ipler asılarak kuklacının yukarıdan hareket kazandırdığı bir sistemdedir.Ayrıca ipli kuklalara ''marionette'' de denmektedir.Gölge oyunu kuklalar da 2 boyutlu kuklalar ve perde sistemi kullanılır.Bizim hacivat ile karagöz gibi.Siyah ışık kuklaları,karartılmış ortamda kullanılan 2 boyutlu kuklalardır.Birde su kuklaları varmış ama havuz falan kullanıyorlarmış.Pek bilemedim onu.

Kuklalardan bahsetmişken! :) Susam sokağından kurabiye canavarını,edi ile büdüyü...grup şurup üyelerini de unutmamak lazım...ve tabi ki bir de muppet show !! :)))

  Eğer ki kukla sanatını çok sevdim, bende yapmak istiyorum derseniz,iste size çok güzel bir başlangıç :) aşağıdaki videoda yeni başlayanlar için kukla yapımı anlatılmış :)