Salı, Mayıs 28

başlasın!

sevdim bu işi :)

..



     Hayatlar boş, herkes yolunu kaybetmiş de düşmüş buraya. Neden buradayız ne yapıyoruz hep bir soru işareti. Hayatlar var, herkesin kendi hayatı. Ucu bucağı olmayan bir yol gibi. Nerede bitecek? Sonu yok gibi. Uğraşlar çabalar sadece bir adım daha ilerlemek için. Ya bir adım sonrası? Amacının içinde amaçsızca yaşamak gibi. Hayata erken başladı da ne oldu. Tüketti kendini. En güzel noktada, noktan belirsiz olduktan sonra…

Cumartesi, Ocak 12

Kafes


Kendine meydan okumaktı. Kafesin vardı. Demirler vardı. Demirler kuvvetliydi. Onlar senin düşüncelerindi. Zayıf noktaların vardı. Fark etmeni bekleyen. Kırılması gereken demirlerin vardı. Başının üzerinde bir anahtar vardı. Başının üzerini göremezdin. Anahtarın yerini bilemezdin. Anahtarın olduğunu bilmediğin için kapının varlığını da bilmezdin. Hep yağmur yağardı içeride. Hep yağardı. Dışarısı güneşti buluttu hayattı. Anahtarı bulman lazımdı. Av değil avcı olman lazımdı. Anahtarı bulacak güce kavuşunca kapın vardı. Açılacak bir kapın. Çıkacak bir kapın. Kaybedilecek bir kafesin vardı. Evin yuvan vardı. Kaybetmekten korkulurdu. Ama kaybedersen kazanacakların vardı. Kazanacağın tek şey ise sade basit biz özgürlüktü…

Sen


Hiçbir şey yoktu, sadece duvarlar vardı. Yıkılmayı bekleyen duvarlar. İnsanız biz hep daha fazlasını isterdik ama. Durmak bilmezdik. Yıktıkça duvarları geriye bakmazdık.Geride kalanların değerini bilmezdik.

Bizi dinlemeyen insanlar vardı, duyup da dinlemeyenler. Dinler gibi yapıp duymazlıktan gelenler. Bizi anlamayanlar vardı. Farklımıydım beklide. Farkı olmak kaderimiydi neydi. Anlamak çok zor. Kırılmak bu kadar mı kolay ya da kırmak. Bilinmezdi. Çoğu bilmezdi. Bildiğini bilmezdi.

Giderlerdi hep. Buradayken bile giderlerdi. Anlayamazlardı seni. Senin kelimelerin renklerle ifade edilirken onlar görmezdi. Siyah beyaz görürlerdi.

Yalnızdı hep yalnızdı. Biri yaklaşınca iterdi. Korkardı. Renklerinin çalınmasından korkardı. Korkmasının hep bir sebebi vardı. Renkler değerliydi. Siyah kuvvetliydi çünkü. İçine ne renk karıştırırsan karıştır o yine hep siyahtı .O da renklerini vermekten korktu siyaha dönüşmekten korktu.Aslında hep içinde bir siyah vardı.O siyahlıktan renkler oluşurdu.

Anlamsızdı. Onun için bazen her şey anlamsızdı. Siyah yoktu beyaz yoktu hiç birşey yoktu. İfade edemezdi duygularını. Herkes bir dili konuşurken o konuşamazdı. O görürdü sadece görürdü. Boyardı gördüklerini. En güzel renklerle.  Kimse onun gördüğünü göremezdi hep bu yüzden kaybetti.

Değer neydi neye göre değerliydi. O bilirdi. Onun bildiğini başkası bilmezdi. Köprüler yapar yaptığı köprüleri taşır sonrada yıkardı. Karşısındaki aynayı görmek istedi. Aynada yalnız olmadığını göstermek istedi. Yapamadı. Hiç bir zaman yapamadı.

Basitti cümleleri. Basit olmalıydı. Kimsenin bilmediği bir dilde düşünürdü. Cümleleri basit olmak zorundaydı. Çaresi yoktu. Zaten bu yüzden hiçbir zaman yazamadı. Ölmek değildi çaresi. Mezar taşını yapmak değildi. Mezarları anlatırdı. Ölüleri anlatırdı. Diriltmek isterdi onları. Onların renklerinin olduğunu bilirdi.

Yapamazdı hiçbir zaman kendi gibi olamazdı. İtilirdi. Düşerdi. Bıkardı. Yorgundu yorulmuştu. Yardım edeni yoktu. Yorgun olduğunu bilen yoktu. Yoran çoktu.

Biterdi. Günden güne biterdi. İskambil kartlarıyla yaptığı kalesi hep yıkılırdı. Rüzgar güçsüzdü. Çözmedi. Çözemedi…


Salı, Ocak 1

60.Gün

     Buraya geleli 60 gün olmuş.Gün saydığımdan değil yani,tesadüfen saymamın sonucunda bulunmuş bir sonuç bu.Buraya gelmeden önce 1 yıl boyunca buraya gelmek istedim,her gün istedim.Üzüldüm çevremdekileri de üzdüm.Yazın yaşadığım bütün mülakat bekleme kabul edilip edilmeme sürecinde en yakınlarıma yaşadığım stresin heyecanın ve sonunda sevinç ve mutluluğun aynısını yaşattım.Buraya geldim,burdayım.Elbette insan çat diye alışamıyor.Geldiğimden beri sürekli ders çalışmanın sürekli sınavların ve birde üstüne aile arkadaş özleminin getirdiği sıkıntılarla, neredeyse buraya niye geldim! deme seviyesine gelecektim ki...dün gece herşeyi değiştirdi.

   

                              Ben nerdeyim?

 
         Yanımda türk,lübnanlı,cezayirli,faslı,etiyopyalı arkadaşlarım var.2013 e dokuzz sekizz yediii altııı diyerek değil cinque,quattro,tre,due,unoooo diyerek girmişsin.Aynı dili
konuşamadığın birbirini anlamadığın insanlarla kol kola girip dans etmiş,aynı sevinci yaşamış,birbirine bakıp gülebilmişsin.

   İşte buymuş! Benim yaşamak istediğim,tatmak istediğim duygular buymuş.Benim başarım buymuş.



Perşembe, Ağustos 25

Papatya Falı


    Seviyor ve sevmiyor...

         Papatya falı...iki kişilik senaryo...
     Bir kişi koparır...diğeri eksilir...Biri her kopardığı parçayla ulaşacağı mutlu sonucun vereceği hazzı hissetmeye yaklaşırken...diğeri ,her koparılan yaprakla gelecek olan sonunun hüznünü yaşar...

       Papatya falı ki bu ama...iki kişilik senaryo...
              Oyuncular ise...seviyor ve sevmiyor...

   

Salı, Ağustos 16

L-una Park


               Lunaparka da giderim - tunahanın dilinde ışıklı park- ....hem de Italya da :)...